Genital Siğiller
Human Papilloma Virusu (HPV)
Genital siğiller en çok cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Cinsel olarak aktif genç yetişkinlerin yaşam boyu bu enfeksiyonu geçirme riski %80’dir. Genellikle subklinik ve latent (bulgu vermeden, sadece virusun taşındığı durumlar) enfeksiyon şeklinde seyrettiği için tedaviyi takiben sık sık tekrarlama görülebilir.
Siğil etkeni nedir?
Human papilloma virusunun (HPV) neden olduğu viral bir enfeksiyondur. Sıklıkla daha önceden enfekte olmuş partnerle korunmasız bir ilişki sonrasında ortaya çıkar.
HPV’u sadece genital bölgeyi değil tüm deri alanlarını tutabilir. Sadece bölgesel olarak farklı tipler farklı bölgelerde yerleşim gösterir. HPV’nin şimdiye kadar 200 kadar tipi tanımlanmıştır. Genital lezyonlarda en sık rastlanan tipler 6, 11, 16 ve 18 başta olmak üzere 15 kadar tip belirlenmiştir.
Verruka vulgaris; ellerde yerleşen HPV infeksiyonudur. En çok HPV tip 2 ile oluşur.
Verruka Plana(düz siğil): daha çok çocuklar ve genç yetişkinlerde; yüz, boyun ve el üstlerinde görülür. En çok HPV tip 3 ile oluşur.
Verruka Plantaris; ayak tabanında yerleşen HPV infeksiyonudur. En çok HPV tip 1 ile oluşur.
Verruka Anogenitalis; "Condylom (kondilom)" veya "Condyloma accumulata : genital bölgede yerleşen karnıbaharımsı görünümde HPV enfeksiyonudur. En çok HPV tip 6 ve 11 ile oluşur.
Bowenoid Papülosis: düz, koyu renkli görünümde genital bölgede yerleşen HPV enfeksiyonudur. Genellikle HPV tip 16 ile oluşur.
Dev Condyloma accumulata (Buschke-Lowensteim tümörü): nadir, verriköz bir karsinomdur. HPV’ye bağlı diğer nadir genital karsinomadır. Bu tümörün sebebi HPV tip 6’dır.
Genital siğiller, çoğunlukla penis, vulva, vajina, anüs, perine ve skrotumda yerleşirler. Sık cinsel partner değiştirme önemli bir risk faktörüdür. Etken bulaştıktan sonra hastalığı ortaya çıkması birkaç aydan bir buçuk yıla kadar uzayabilir.
Bir çok kişide HPV enfeksiyonu hiçbir sekel bırakmadan iyileşir. Ancak az bir kısmında ısrarcı infeksiyona ve kansere ilerleme görülebilir. Kansere dönüşme infeksiyona neden olan HPV tipine, infeksiyonun yerleştiği bölgeye (servix, anüs ve penis bölgesi), sigara içimine ve immunosüpresif duruma(bağışıklık sistemine) göre değişir.
Servikal kansere sebep olan tipler aynı derecede kansere neden olmazlar. Yüksek risk oluşturan tipler: HPV-16, 18, 31,45; Orta risk oluşturan tipler: HPV-33, 35, 39, 51, 52, 56, 58, 59,68; Düşük riskoluşturan tipler: HPV-6, 11, 42, 43, 44.
Vulva (kadın dış genital) ve Penis kanserine HPV tip 16 neden olmaktadır.
Orofarinks (ağız-yutak) kanseri HPV tip 16’ya bağlı gelişir. Respiratuar (solunum yolları) papillomlar HPV tip 6 ve 11’e bağlı oluşur.
HPV tiplemesi nasıl yapılır?
Serviksten alınan sürüntünün veya siğilin kendisinin PCR denilen bir yöntem ile laboratuarda analiz edilmesi ile yapılmaktadır.
HPV bulaştıktantan sonra seyir nasıl olur?
- genital infeksiyon
- latent enfeksiyon
- iyileşme
- kanser gelişimi
HPV’nin riskli tipi ile enfekte olan bir kişide serviks kanserinin gelişmesi 15-20 yıla kadar uzun bir sürede olabilir. O yüzden HPV enfeksiyonu geçirenlerin düzenli aralıklarla serviks değerlendirmeleri (Pap smear testi ve gerekirse kolposkopi'ler) yaptırması çok önemlidir.
Siğil virüsü vucuda nasıl giriyor?
İnfeksiyonun girişi genellikle sürtünmeye bağlı zedelenmiş deri aracılığı ile gerçekleşir. Prezervatif kullanımı geçişi bir miktar azaltsa da tamamen koruyucu değildir.
Siğil nasıl bulaşır?
Çoğunlukla cinsel yolla bulaşmakla birlikte; daha önceden HPV ile bulaşmış maddelerin (ortak iç çamaşırı, havlu kullanımları gibi) cilt ile teması siğil oluşmasına neden olabilir.
Özellikle hijyenik olmayan tuvaletleri kullanma durumlarında bulaşma olabilmektedir.
HPV virüsünün diğer virüslerden farklı olarak en önemli özelliklerinden birisi dış ortamlardaki dayanabilirliğidir. Yani vücut dışında dış ortamlarda uzun süre canlılığını koruyabilir.
Siğil herhangi bir yakınmaya neden olur mu?
Siğiller daha çok bir yakınmaya neden olmaz. Kişiler çoğunlukla görünüş ve renginden rahatsız olduğundan bir doktora başvurur. Nadiren ağrı, yanma, kanama, ve kaşıntı gibi yakınmalara neden olabilir.
HPV AŞILARI
HPV aşıları virüs benzeri partiküller içeren ancak infeksiyon oluşturmadan yalnızca vücudun immun sistemin harekete geçirerek, kişinin uzun süreli HPV’ye dirençli hale gelmesini sağlayan aşılardır. İki tipi vardır.
1)Proflaktik (koruyucu, önleyici) aşılar: HPV infeksiyonu geçirmeden önce veya infeksiyonu kaptıktan hemen sonra kişilerin immün sistemlerinin harekete geçirilerek kanser oluşturmasını önlemeyi hedefleyen aşılardır.
2)Teropotik (tedavi edici) aşılar: İkinci grup ise kanser veya kansere meyilli bir durum ortaya çıktığında kişiyi tedavi etmek için yapılan aşılardır.
Aşılar Türkiye de eczanelerde var mı? Hangileri ?
1) Gardasil: Quadritravalan bir aşı olup HPV tip 16,18,6,11’e benzer partikülleri içerir ve serviks kanserleri ile prekanseröz lezyonları haricinde dış genital bölgede bulunan siğilleri (condyloma accumulata) karşı da önleyicidir. Aşının bağışıklığı sağlaması için bir kez yapıldıktan 2 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir.
2) Cervarix: Bivalan bir aşıdır ve HPV tip 16 ile 18’e benzer partikülleri içerir. Özellikle servikal kanser ve prekanserleri önlemeye yöneliktir. Aşının bağışıklığı sağlaması için bir kez yapıldıktan 1 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir. Bivalan aşılar ile serviks kanserlerinin %70 ile %100 ‘ünün önlenebileceği düşünülmektedir.
Aşılar ilgili ortak noktalar:
Etkin olmaları için 3 doz uygulama gereklidir.
*HPV enfeksiyonu veya genital lezyon varlığında da yapılabilirler, ancak sonuçları hakkında yeterli çalışma yoktur.
*Gebelikte uygulanmaları önerilmez.
*Aşı sonrası vücutta alerjik reaksiyon nadiren görülen bir yan etkidir.
*Aşının yapılmasındaki en uygun dönem 9 ile 26 yaş arasıdır. Ancak en ideali ilk cinsel ilişki başlamadan yapılmasıdır.
*Aşılama sonrasında serviks kanseri riski tamamen bitmez, bu nedenle serviksin taranmasına devam edilmelidir. Bunun için aşılanan bireylerde de smear testi ile tarama yapılmalıdır.
*Yalnızca kızların mı yoksa her iki cinsin birden mi aşılanması gerekliliği henüz netlik kazanmamıştır. Bazı ülkelerde adolesan çağındaki erkekler de aşılanmaktadır.
Genital Siğillerde Tedavi:
Siğillerin tedavilerinde; cerrahi eksiyon, destrüktif (yıkıcı) işlemler ve ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Cerrrahi tedaviler daha çok siğillerin yoğun ve iri kümelenmeler halinde olduğu durumlarda uygulanır.
Elektrokoterizasyon (elektirikle yakma)
Lokal anestezi yapılarak işlem yapılır. Geçerli tedavi yöntemlerinden biridir. Özellikle dış genital organlarda yerleşen kondilomların yok edilmesi için idealdir. Çoğunlukla tek seansta tüm odakların yok edilmesi mümkündür. Tedavi süreci kısadır. Dikkatli yapılmadığında sağlam dokularda da hasar meydana getirebileceği unutulmamalıdır.
Gebelik sırasında ortaya çıkan siğillerin dondurulması amacıyla da kullanılabilmektedir.
Kriyoterapi (Dondurma)
Likit (sıvı) nitrojenle lezyon ve lezyon çevresinin dondurulması işlemidir. Bu da başarılı yöntemlerden birisidir. Ağrılı olması ve tekrarlayan seanslar gerektirmesi dezavantajıdır.
Gebelik sırasında ortaya çıkan siğillerin dondurulması amacıyla da kullanılabilmektedir.
CO2 (Karbondioksit) lazer ablasyonu
Başarılı olmakla birlikte diğer tedavi yöntemlerine üstünlüğü olmamasına rağmen oldukça pahalı bir yöntemdir.
Kimyasal destrüksiyon
Bu amaçla biklorasetik asit, triklorasetik asit, podofilin ve podofilotoksin gibi asitler de kullanılmaktadır. Kimyasal yıkıcı asitler oldukça etkilidir, ancak sağlıklı ciltte de tahriş (iritasyon) etkisine sahip maddelerdir.
Kimyasal asit tedavileri bebeğe toksik etkisinden dolayı gebelikte uygulanmazlar.
Tekrar tekrar uygulamayı gerektiren bir tedavi yöntemi olması diğer bir dezavantajıdır.
İlaç Tedavileri
İnterferonlar, antiproliferatif ve antiviral etkilerinden dolayı kullanılırlar. Tropikal, sistemik veya intralezyonel kullanım seçenekleri vardır.
%5 lik İmikimod (Aldara krem), yalnızca siğilin üzerine sürülür. O bölgedeki interferon alfa ve sitokinleri aktive ederek immün direnci yükseltir. En çok görülen yan etkisi "eritem" yani geçici kızarıklıklardır. Tedavilerinin uzun sürmesi dezavantajlarıdır.
Siğiller tedavi sonrası tekrarlarlar mı? Neden?
Siğiller tedavi sonrası tekrarlayabilir. Neden ise vücudun immün (bağışıklık) sisteminin düşmesi sonucu viral enfeksiyonun aktive olmasıdır.