Seboreik Dermatit
Seboreik dermatit, sınırları belirsiz pullu, eritemli ( kırmızı) yamalarla karakterize kronik, tekrarlayıcı inflamatuvar bir deri hastalığıdır. Kimlerde görülür? Yetişkinlerde seboreik dermatit prevalansı (görülme sıklığı ) yaklaşık % 1-5’dir. Yaşamın ilk üç ayında ve ergenlikte ve 40-60 yaş olmak üzere üç yaş grubunda görülme sıklığı artar. Genellikle ergenlikten sonra ortaya çıkar ve uzun yıllar artma ve azalma dönemleriyle sürer. 20-40 yaşlarında ve erkeklerde daha sık olarak ortaya çıkar. Seboreik dermatitin nedeni nedir? Seboreik dermatit nedeni tam olarak anlaşılmamakla birlikte, Malassezia mayaları, hormonlar (androjenler), sebum düzeyleri ve immun yanıt gibi faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. İlaçlar, ortam ısısı ve nem gibi iklim değişiklikleri, beslenme biçimleri, atopi, basınç değişiklikleri, nörolojik durumlar, mikroanjiopatik vasküler değişiklikler, alkol alımı, metabolik değişiklikler, yorgunluk ve stres, riboflavin, piridoksin ve biotin eksikliği seboreik dermatiti alevlendirebilir. Seboreik dermatit oluşumunda sebumun rolü aşikardır. Ancak hastalarda sebum düzeyleri veya sebum salgı oranında artmış olarak bulunmamıştır. Daha çok yağ bezlerinin yoğun olduğu bölgeleri tutan bir hastalıktır. Yenidoğanda geniş yağ bezleri ve yüksek sebum oranları gösterilmiştir. Anneden geçen androjen hormonlarının etkisi ile bebeklerde seboreik dermatit görülebilmektedir. Altı aylıktan sonra bebeklerde yağ salgının azalması ile lezyonların gerilemesi sebumun rolünü desteklemektedir. Klinik belirtileri nelerdir? Seboreik dermatit nasıl görülür? Bazı bölgelerde kuru, çoğu bölgede yağlı görünümdedir. Özellikle saçlı deri, kaşlar, alın, göz kapağı kenarları, yüzün orta bölgesi, sakal, kulak arkası, dış kulak arkası, boyun, gögüs ve sırtın orta bölgesini, büklüm yerleri ve genital bölgeyi tutar. Saçlı deride basit kepeklenme seboreik dermatitin en erken ve en basit belirtisidir. Daha sonra mercimek ile para büyüklüğünde eritemli lezyonların üzerinde yağlı görünümlü sarı kabuklar oluşur. Bunlar birleşerek daha geniş alanları kaplayabilir. Bebeklerdeki saçlı derideki mercimek büyüklüğündeki sarı skuamlı seboreik dermatit lezyonlarının halk arasında bilinen adı “konak”dır. Zaman zaman kaşıntı da tabloya eşlik eder. Seboreik dermatit iç organları tutar mı? Seboriek dermatit sadece deride görülen bir hastalıktır. Başka organlarda hastalık sebebi değildir. Hastalığın tanısı için herhangi bir laboratuar testine ihtiyaç yoktur. Bazen diğer deri hastalıkları ile karıştığında tanının kesinleşmesi için deri biyopsisi yapılabilir. Seboreik dermatitin birlikte görüldüğü hastalıklar nelerdir? Seboreik dermatit Parkinson hastalığı, faysal paralizi (yüz felci), supraorbital yaralanma, poliomyelit, siringomyeli, epilepsi, kuadripleji gibi nörolojik bozukluklarına eşlik edebilir. Bu da immobiliteye (haraketsizliğe) bağlı sebum birikiminde artış ile açıklanmaktadır. Down sendromu ile birlikte görülebilir. AIDS hastalarında bozuk T hücre fonksiyonunun, T hücre bağlı antikor cevabının düşük olmasına ve mantarın deride sağ kalmasına neden olduğuna inanılmaktadır. Bu bulgular seboreik dermatitin neden AİDS hastalarında yaygın görüldüğü açıklamaktadır. Saçlı dökülmesi yapar mı? Seboreik dermatit saç dökülmesine sebep olmaz. Ancak androgenetik alopesi denilen erkek tipi saç dökülmesinde artmış androjen etkisine bağlı saçlı deride yağ salgısı artar. Burada birincil durum androgenetik alopesi olup seboreik dermatit ikincil olarak olaya eşlik eder. Hastalığın süresi nedir? Seboreik dermatit tedaviye çok çabuk yanıt verir. Hafif vakalarda kendiliğinde iyileşebilir. Ancak tekrarlayıcıdır. Hastalığın oluşmasını ve tekrarlamamasını önleyen bir tedavi yoktur. Hastalık tedavi ile düzelir ve düzenleyici önlemlerle kontrol altına alınabilir. Seboreik dermatit nasıl tedavi edilir? Genellikle topikal tedavilere cevap veren hastalık bazen tedaviye rağmen artmakta kişinin günlük yaşamını etkilemekte ve sistemik ilaçlara gerek duyulmaktadır. Hastalara öncelile anlatılması gereken hastalığın tekrarlayıcı olduğudur. Tedavi ile düzelse bile yeniden hastalık oluşabilir. Tedavi, hastalığın iyileştirilmesi ile birlikte tekrarın önlenmesi veya daha uzun hastalıksız dönemler için koruyucu önlemleri kapsamaktadır. Hastalığın tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Topikal Tedavi: Saçlı deri lezyonlarında tentürler, alkolik solüsyonlar, saç tonikleri ve benzer ürünlerden kaçınılmalıdır. Salisilik asid, benzoil peroksit, çinko pirityon, selenyum sülfid içeren şampuanlarla sık yıkama kepeğe cevap vermektedir. Çinko pirityon malassesia sayısını azaltmakta, hücreler arası aşırı lipid düzeylerini azaltmaktadır. Katran özlü şampuanlar faydalıdır, fakat ilave topikal tedaviler genellikle gereklidir. İmidazol derivesi olan ketakonazol ve flukonazol içeren şampuanlar diğerlerinden daha etkilidir. %0.1 lipohydroksiasid ve %1.3 salisilik asid içeren şampuanın etkili olduğunu bildirilen vakalar vardır. Şiddetli vakalarda topikal steroid kullanılması gerekir. Seboreik dermatitin saç ve yüz lezyonlarında dihidroksikolekalsiferol kremin etkinliğini gösteren çalışmalar mevcuttur. %1 naftifine jel’in saçlı deri seboreik dermatitinde etkili olduğu bildirilmiştir. Bir çok hastada topikal kortikosteroid tedavisi sonrası sadece haftada 2-3 kez şampuan kullanarak hastalığı kontrol altına almak mümkündür. Ancak şampuan 3-4 ayda bir değiştirilmeli, farlı bir içerikli şampuan kullanılmalıdır. Yüz bölgesinde alkolik solüsyonlardan, traş öncesi ve sonrası losyonlardan kaçınılmalıdır. Yağlı maddeler folikülde sebumu artırdığından durumu kötüleştirirler. Yüz lezyonlarında da kortikosteroidler ilk tercihtir. Lokalize inatçı göz kapağı lezyonlarında topikal sülfasetamid krem ya da sülfasetamidle birlikte topikal steroid kullanılabilir. Ancak hastalığı tekrarlayıcı olması ve kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımlarına bağlı yan etkiler nedeniyle alternatif tedaviler araştırlmıştır. %2 ketakonazol krem, metranidazol jel, %1’lik pimekrolimus krem ile başarılı bir şekilde tedavi edildiği bildiren vakalar mevcuttur. %1 terbinafin kremin de etkili olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur. Düşük doz ditranol de yüz lezyonlarında etkili bulunmuştur. Topikal kullanılan %8 lityum süksinat krem seboreik dermatit lezyonlarının tedavisinde kullanılmış ve tedavi sonrasında tekrar oranının çok düşük olduğu tespit edilmiştir. Gövde lezyonlarının tedavisi daha güçtür. İmidazol derivesi olan %2 ketakonazol krem ve kombine steroid tedavisi etkilidir. Baş, boyun ve gövde lezyonlarında topikal takrolimus etkili bulunmuştur. Sistemik Tedavi: Topikal tedaviye dirençli, şiddetli vakalarda sistemik steroid ve izotretinoin verilebilir. İzotretinoin sebum üretimini azaltır. Kısa süreli oral itrakonazol veya flukonazol şiddetli vakalarda güvenilirdir. Oral ketakonazol etkilidir. Terbinafin de seboreik dermatitin tedavisinde faydalı olabilir. Sistemik düşük doz oral nikel ve bromid tedavisi ile 10 haftada seboreik dermatit lezyonlarının gerilediğini bildiren çalışmalar mevcuttur.